| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | disapprove of f. | doğru bulmamak | ||
|
I disapprove of what you say, but I will defend to the death your right to say it. Ben söylediğini doğru bulmuyorum fakat onu söyleme hakkını ölünceye kadar savunacağım. More Sentences |
||||
| Genel | disapprove of f. | onaylamamak | ||
|
Mary's parents disapproved of her decision to get tattooed. Mary'nin ailesi dövme yaptırma kararını onaylamadı. More Sentences |
||||
| Genel | disapprove of f. | beğenmemek | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | disapprove of something f. | uygun bulmamak |
| Genel | disapprove of something f. | uygun görmemek |
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | disapprove of (someone or something) f. | (birini/bir şeyi) onaylamamak |
| Öbek Fiiller | disapprove of (someone or something) f. | (birini/bir şeyi) beğenmemek |
| Öbek Fiiller | disapprove of (someone or something) f. | (birini/bir şeyi) doğru/uygun bulmamak |
| Öbek Fiiller | disapprove of (someone or something) f. | (birini/bir şeyi) uygun görmemek |
| Öbek Fiiller | disapprove of (someone or something) f. | (birini/bir şeyi) tasvip etmemek |
